Amaç: Bu retrospektif çalışmada geçmişte meme kanseri tedavisi alan ve akut myeloid lösemi gelişen hastaların sonuçlarına dair tek merkez deneyimimizi paylaştık.
Hastalar ve Yöntem: Çalışmaya 2013-2020 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Hematoloji bölümünde takip edilen 10 kadın akut myeloid lösemi (AML) hastası dahil edildi.
Bulgular: Hastaların tamamı geçmişte invaziv duktal karsinom tanısı almış idi. Sekiz (%80) hasta kemoradyoterapi alırken, 2 hasta sadece kemoterapi almıştı. Kemoterapi olarak tüm hastalara antrasiklin bazlı tedaviler uygulanmıştı. Meme kanseri tanısı ile akut lösemi tanısı arasında geçen süre median 52 ay (7-110) idi. İndüksiyon tedavisi olarak 7 (%70) hasta idarubisin ve sitarabin alırken, 1 hasta azasitidin aldı. İlk indüksiyon sonrası hastaların yarısında tam remisyon sağlandı. Dört (%40) hastaya tam uyumlu kardeş vericiden allojenik nakil yapıldı. Sekiz (%80) hasta hayatını kaybetti. En sık ölüm nedeni hastalık nüksü idi. İki hasta ise halen remisyonda takip edilmektedir. Akut lösemiden sonra ortanca takip süresi 14 ay (0.9-86 ay) idi.
Sonuç: Tedavi ilişkili akut myeloid lösemi (t-AML) meme kanserini tedavisi sonrası korkulan bir sonuçtur. Meme kanserinin erken evrede saptanması, hastaların yoğun kemoterapi ve radyoterapiye maruziyetini azaltacağından t-AML riskini de azaltacaktır. Meme kanseri tedavisi gören her hasta t-AML açısından yakından ve dikkatle izlenmelidir.
Anahtar Kelimeler: Meme kanseri; İnvaziv duktal karsinom; Akut myeloid lösemi; t-AML