Amaç: Çalışmamızda merkezimizde kronik lenfositik lösemi (KLL) tanısı konulan hastaların demografik ve klinik özellikleri, yaşam süreleri, yaşam sürelerine etkisi olan prognostik faktörler ve tüm bu verilerin literatür ile uygunluğunun değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Hastalar ve Yöntem: Çalışmamızda 2005 ve 2012 yılları arasında, KLL tanısı ile Ankara Başkent Üniversitesi Hematoloji Kliniği’nde takip edilen 52 hastanın dosyaları geriye dönük olarak incelendi.
Bulgular: Hastaların ortalama takip süresi 52.3 (10-60) aydır. Hastaların 18’i (%34.6) kadın, 34’ü (%65.4) erkekti ve yaş ortalaması 69.31 ± 10.448 (46-93) idi. Erkek hastaların ortalama yaşı 69 ± 9.7 iken kadın hastaların ortalama yaşı 69.7 ± 11.9 idi. Yaş arttıkça erkek hastalarda kadın hastalara göre hemoglobin değerinin düştüğü (p= 0.006) ve lenfosit değerinin arttığı saptanmış olup (p= 0.002) hemoglobin ve lenfosit değeri ile yaş ve cinsiyet arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı. Evrelemede Binet evreleme sistemini kullandık. 5 yıllık sağkalım evre A’da %94.1, evre B’de %75.9, evre %C’de 16.7 olup evre ile sağkalım arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptandı (p= 0.000). Sağkalımı etkileyen en önemli faktör evre olarak belirlendi (p= 0.000). Sağkalım ile β2 mikroglobülin seviyesi (p= 0.04), LDH (p= 0.05), CD38 expresyon oranı (p= 0.02), cinsiyet (p= 0.02) ve Kİ tutulum paterni (p= 0.05) arasında istatiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.
Sonuç: Evreleme sistemleri tanı anında erken evre olan ancak takipte ilerleyici hastalık gelişecek olan bireyleri tesbit etmede yetersizdir. Tanı ve tedavi aşamasında evreye ek olarak prognostik faktörler de değerlendirilerek yüksek riskli hastalar belirlenmelidir.
Anahtar Kelimeler: Kronik lenfositik lösemi; Prognostik faktörler